İçimdeki Çocuk Benden Ne İstiyor? – Geçmiş Travmaların Günlük Hayatımıza Etkisi

İçimizde, çocukluğumuzdan bugüne taşıdığımız bir ses var. Bazen sessizce fısıldıyor, bazen ise yüksek sesle kendini hatırlatıyor. Bu ses, “içimizdeki çocuk” olarak tanımlanan, geçmiş deneyimlerimizin, özellikle de çocukluk travmalarımızın bugünkü yaşamımıza yansıyan bir yansımasıdır. Peki, içimizdeki çocuk bizden ne istiyor? Onu nasıl anlayabilir ve geçmiş travmaların bugünkü hayatımızı nasıl etkilediğini nasıl çözebiliriz?

İçimizdeki Çocuk Kimdir?

İçimizdeki çocuk, çocukluk yıllarımızda yaşadığımız duygusal deneyimlerin, korkuların, sevinçlerin ve hayal kırıklıklarının toplamıdır. Çocukluk, bireyin kişilik gelişiminde en kritik dönemlerden biridir. Bu dönemde sevgi, güven ve kabul görme ihtiyacımız nasıl karşılandıysa, yetişkinlikte de benzer kalıpları takip etme eğiliminde oluruz.

Örneğin, çocukken sürekli eleştirilen bir birey, yetişkinlikte kendini yeterince iyi hissetmeyebilir. Sürekli takdir bekleyen bir tutum sergileyebilir ya da başkalarının beklentilerini karşılamak için kendi sınırlarını aşmak zorunda hissedebilir. Ya da çocukken ihmal edilen bir birey, yetişkin olduğunda ilişkilerinde aşırı bağımlı olabilir ya da kimseye güvenmemeyi tercih edebilir.

Geçmiş Travmalar Günlük Hayatımızı Nasıl Etkiliyor?

Geçmişte yaşadığımız olumsuz deneyimler, bilinçdışımızda iz bırakır ve yetişkin yaşamımızda farkında olmadan kararlarımızı, ilişkilerimizi ve duygusal tepkilerimizi şekillendirir. İşte bazı örnekler:
    1.    Bağlanma Sorunları
Eğer çocukken ebeveynlerimizle sağlıklı bir bağ kuramadıysak, yetişkinlikte ilişkilerimizde de güven problemleri yaşayabiliriz. Sürekli terk edilme korkusu veya aşırı bağımlılık gibi sorunlarla karşılaşabiliriz.
    2.    Duygusal Tepkilerde Aşırılık
Küçük bir eleştiri karşısında aşırı üzülmek veya bir tartışmada çok sert tepki vermek, içimizdeki çocuğun henüz iyileşmemiş yaralarından kaynaklanabilir. Geçmişte yaşadığımız duygusal ihmal veya travmalar, bugünkü stres tepkilerimizi belirleyebilir.
    3.    Mükemmeliyetçilik ve Değersizlik Hissi
Çocukluk döneminde sürekli olarak “daha iyisini yapmalısın” mesajı almış bir birey, yetişkinlikte mükemmeliyetçi olabilir ve hiçbir zaman kendini yeterli hissetmeyebilir. Kendini başkalarıyla kıyaslayarak, sürekli bir başarı arayışı içinde olabilir.
    4.    Özgüven ve Kendini İfade Etme Problemleri
Çocukken duygularını açıkça ifade edemeyen veya ifade ettiğinde eleştirilen biri, yetişkinlikte kendini rahatlıkla ifade etmekte zorlanabilir. Toplum içinde kendini geri çekebilir, “Hayır” demekte zorlanabilir ya da sürekli onay arayabilir.

İçimizdeki Çocuğu Nasıl Anlarız ve Onu Nasıl Şifalandırabiliriz?

Geçmiş travmaların günlük hayatımızı yönetmesine izin vermemek için içimizdeki çocukla bağlantıya geçmek ve onu anlamak gerekir. İşte bunun için bazı yöntemler:
    1.    Kendi İç Diyaloğunuzu Dinleyin
Kendinize karşı nasıl konuşuyorsunuz? Sürekli eleştiriyor musunuz yoksa kendinizi sevgiyle kabul ediyor musunuz? Eğer iç sesiniz sert ve acımasızsa, bu çocuklukta aldığınız mesajların bir yansıması olabilir.
    2.    Duygularınızı Kabul Edin
İçinizde öfke, kırgınlık, korku veya yalnızlık hissediyorsanız, bu duyguları bastırmak yerine kabul edin. Hissettikleriniz, geçmiş travmalarınızın size verdiği mesajlardır.
    3.    İçinizdeki Çocukla Diyalog Kurun
Gözlerinizi kapatıp, kendinizi çocuk halinizle karşı karşıya gelmiş gibi hayal edin. Ona ne söylemek isterdiniz? Onu nasıl teselli ederdiniz? Onun yanında olduğunuzu hissettirmek, içsel iyileşme sürecinde güçlü bir adımdır.
    4.    Geçmişinizi Yeniden Yazın
Çocukluk travmalarınızı değiştiremezsiniz, ancak onlara verdiğiniz anlamı değiştirebilirsiniz. O dönem size zarar veren şeylerin aslında sizin suçunuz olmadığını anlamak, özgüveninizi yeniden inşa etmenize yardımcı olabilir.
    5.    Profesyonel Destek Alın
Geçmiş travmaların etkisini kendi başınıza çözmek her zaman kolay olmayabilir. Bir terapist eşliğinde bu konular üzerinde çalışmak, içsel çocukla bağlantı kurmanızı ve onun yaralarını iyileştirmenizi sağlayabilir.

Sonuç: İçimizdeki Çocuk Bize Ne Söylüyor?

İçimizdeki çocuk bizden sevgi, kabul ve şefkat bekliyor. Çocukluk dönemimizde eksikliğini hissettiğimiz duygular, yetişkinlikte de hayatımıza yön vermeye devam eder. Ancak, geçmişi anlamak ve ona yeni bir bakış açısıyla yaklaşmak, bugünkü benliğimizi özgürleştirebilir. İçimizdeki çocuğu görmezden gelmek yerine, ona sevgiyle yaklaşmak ve onun ihtiyaçlarını anlamak, sağlıklı bir ruh hali ve dengeli bir yaşam için en önemli adımlardan biridir.

Unutmayın, içinizdeki çocuk hâlâ sizinle ve onun tek istediği şey anlaşılmak, sevilmek ve kabul edilmektir.

 

Unutma! Yalnız değilsin.

 

Uzm. Klinik Psikolog Ferkan Ayyıldız Psikoloji Merkezi

2025-03-15