Sosyal Kaygı mı, Yoksa Sadece İnsanlardan Mı Sıkıldım?
Günümüzde birçok insan, sosyal ortamlara girmekten kaçınma, insanlarla daha az vakit geçirme isteği veya yalnız kalmayı tercih etme gibi durumlar yaşayabiliyor. Ancak bu durum, içe kapanık bir kişilik yapısına sahip olmanın doğal bir sonucu mu, yoksa sosyal kaygı gibi psikolojik bir sorun mu? Bu iki kavramın birbiriyle sıkça karıştırıldığını görüyoruz. Peki, gerçekten sosyal kaygınız mı var, yoksa sadece insanlardan mı sıkıldınız? Gelin, içe kapanıklık ve sosyal kaygı arasındaki farkları birlikte inceleyelim.
İçe kapanıklık, kişinin enerjisini yalnız başına vakit geçirmekten aldığı bir kişilik özelliğidir. İçe dönük kişiler, genellikle büyük sosyal ortamlardan ziyade daha küçük, samimi arkadaş gruplarında veya bireysel aktivitelerde kendilerini daha rahat hissederler. Ancak bu, onların sosyal becerilerinin olmadığı veya insanlarla iletişim kurmaktan korktukları anlamına gelmez.
İçe Dönük Kişilerin Özellikleri:
✔ Sosyal ortamlardan kaçınmazlar ancak çabuk yorulabilirler.
✔ Küçük ve samimi arkadaş gruplarını tercih ederler.
✔ Yalnız zaman geçirmekten keyif alırlar ve bunu bir ihtiyaç olarak görürler.
✔ İnsanlarla iletişim kurabilirler, ancak uzun süreli sosyal etkileşimden sonra dinlenme ihtiyacı hissederler.
✔ Sosyal etkinliklere katılmaktan kaçınmazlar, ancak seçici olurlar.
İçe kapanıklık, bir kaygı bozukluğu değildir. Sadece sosyal etkileşimi daha ölçülü ve bilinçli yaşamak isteyen bir kişilik yapısıdır.
Sosyal kaygı bozukluğu (sosyal fobi), bireyin başkaları tarafından yargılanmaktan, eleştirilmekten veya küçük düşmekten aşırı derecede korktuğu bir anksiyete bozukluğudur. Sosyal kaygıya sahip bireyler, topluluk içinde konuşma, yeni insanlarla tanışma veya sosyal etkinliklere katılma gibi durumlarda yoğun stres ve endişe yaşarlar. Bu korku, bazen günlük işlevselliği bile bozabilir.
Sosyal Kaygıya Sahip Kişilerin Özellikleri:
✔ Sosyal ortamlara girmekten kaçınırlar veya büyük bir stres yaşarlar.
✔ İnsanlarla konuşurken titreme, terleme, kalp çarpıntısı gibi fiziksel belirtiler gösterirler.
✔ Yargılanma veya küçük düşme korkusu yaşarlar.
✔ Toplum içinde konuşmaktan, hata yapmaktan veya ilgi odağı olmaktan çekinirler.
✔ Sosyal etkinliklerden kaçınma, bahaneler üretme veya zorla katılma gibi davranışlar sergilerler.
Sosyal kaygı bozukluğu, kişinin sosyal ilişkilerini ve mesleki hayatını olumsuz etkileyebilir. Bu durum, profesyonel bir destek gerektiren psikolojik bir rahatsızlıktır.
Özellik İçe Kapanıklık Sosyal Kaygı
Sosyal ortamlara yaklaşım Küçük grupları veya yalnızlığı tercih eder. Sosyal ortamlardan kaçınır veya büyük stres yaşar.
Yalnız zaman geçirme isteği Dinlenmek ve rahatlamak için gereklidir. Yalnız kalmayı tercih etmekten çok, sosyal korkular nedeniyle izole olur.
Fiziksel belirtiler Genellikle yoktur. Terleme, kalp çarpıntısı, titreme, mide bulantısı görülebilir.
Yargılanma korkusu Yoktur veya çok azdır. Aşırı düzeyde yargılanma ve küçük düşme korkusu vardır.
Sosyal etkinliklere katılım İstediği zaman katılır, ancak çabuk yorulabilir. Mecbur kaldığında katılır, ancak büyük kaygı yaşar.
Eğer sosyal ortamlarda yoğun stres ve korku yaşıyor, bu yüzden sosyal hayattan kaçınıyor ve günlük hayatınızda zorluk çekiyorsanız, sosyal kaygı yaşıyor olabilirsiniz. Bu durumda profesyonel bir destek almak, belirtilerin hafiflemesine ve sosyal hayatınızı daha sağlıklı bir şekilde sürdürebilmenize yardımcı olabilir.
Sosyal kaygıyı azaltmak için bazı öneriler:
✔ Küçük adımlarla sosyal ortamlara alışmaya çalışın.
✔ Kendinize karşı şefkatli olun ve hatalarınızın normal olduğunu kabul edin.
✔ Nefes egzersizleri ve rahatlama tekniklerini deneyin.
✔ Kaygınızı tetikleyen düşünceleri tanıyıp bunlarla başa çıkma yolları geliştirin.
✔ Gerekirse bir uzmandan profesyonel destek alın.
İnsanlardan sıkılmak, yalnız kalmayı istemek veya sosyal etkinliklerde çabuk yorulmak, içe kapanık bir kişilik yapısının doğal bir sonucu olabilir. Ancak sosyal ortamlara girdiğinizde yoğun kaygı, korku ve kaçınma davranışları sergiliyorsanız, bu sosyal kaygı bozukluğunun bir belirtisi olabilir.
Eğer bu iki durum arasındaki farkı netleştiremiyorsanız ve sosyal hayatınızı olumsuz etkileyen bir kaygı hissediyorsanız, bir uzmandan destek almak faydalı olacaktır. Kendinizi tanımak ve ihtiyaçlarınıza uygun çözümler üretmek, ruh sağlığınızı korumanın en önemli adımlarından biridir.
Eğer sosyal kaygı hakkında daha fazla bilgi almak veya destek almak isterseniz, kliniğimize ulaşmanız yeterli. Randevu almak için iletişim sayfamıza göz atabilirsiniz.
Unutma! Yalnız değilsin.
Uzm. Klinik Psikolog Ferkan Ayyıldız Psikoloji Merkezi