https://www.uzmanpsikologsivas.com/Blog/BlogDetay/ofke-kontrol-sorunlari-sivasta-artan-basvurularin-altinda-ne-yatiyor

Öfke Kontrol Sorunları: Sivas’ta Artan Başvuruların Altında Ne Yatıyor?

Öfke, insanın en doğal duygularından biridir.
Doğru ifade edildiğinde sınır çizer, hakkı korur, iletişimi güçlendirir.
Ancak kontrol edilemediğinde ilişkileri zedeler, sağlığı bozar ve kişinin yaşam kalitesini ciddi biçimde düşürür.

Son yıllarda Sivas’ta öfke kontrol sorunları nedeniyle psikolojik yardım arayan kişi sayısında belirgin bir artış var.
Hem bireysel terapide hem çift terapilerinde hem de aile danışmanlık süreçlerinde öfke, artık çok daha sık karşımıza çıkan bir konu.

Peki bu artışın nedeni ne?
Sivas’ta öfke kontrol sorunlarını artıran faktörler Türkiye ortalamasından neden daha belirgin?
Ve en önemlisi: Öfke nasıl yönetilebilir?

Bu yazıda, bir klinik psikolog olarak sahada gözlemlediğim dinamikleri ve bilimsel açıklamaları detaylı biçimde ele alacağım.


Öfke Bir Anda Ortaya Çıkmaz: Kökü Hep Daha Derindedir

Öfkenin dışarıdaki yansıması genellikle ani, sert ve patlayıcı görünür.
Oysa öfke dediğimiz duygu aslında buzdağının görünen kısmıdır.
Altında çoğu zaman şunlar vardır:

  • Hayal kırıklığı

  • Kontrol kaygısı

  • Değersizlik hissi

  • Yorgunluk ve tükenmişlik

  • Geçmiş travmalar

  • Görülmeme ve duyulmama hissi

  • İletişim becerilerindeki yetersizlik

  • Çaresizlik

Yani aslında öfke, “en son çalan alarm” gibidir.
İçeride çok daha incitici duygular birikmiştir ve kişi kendini korumak için öfkeyi kullanır.


Sivas’ta Öfke Neden Daha Fazla Görülüyor?

Sivas’ın sosyal yapısı, ekonomik şartları ve kültürel dinamikleri, öfke kontrol sorunlarının görünürlüğünü artırıyor.
Bu artışın birkaç temel nedeni var:

1. Yüksek iş ve geçim stresi

Sivas’ta özellikle kamu çalışanları, sağlık çalışanları, hizmet sektörü çalışanları ve esnaflar arasında yoğun bir günlük stres birikimi var.
Belirsizlik, yoğun iş yükü, uzun çalışma saatleri ve ekonomik baskılar, öfke eşiğini düşürüyor.

2. Küçük şehir dinamiği: Baskı ve görünürlük

Sivas gibi herkesin birbirini tanıdığı şehirlerde insanlar:

  • daha çok göz önünde olduklarını hissediyor

  • eleştirilmekten çekiniyor

  • dışlanma veya dedikoduya maruz kalma korkusu yaşıyor

Bu sosyal baskı, kişinin duygularını doğal şekilde ifade etmesini engelliyor.
Bastırılan her duygu ise sonunda öfke olarak patlak verebiliyor.

3. Aile içi roller ve geleneksel beklentiler

Sivas’taki aile yapıları genellikle:

  • otoriter ebeveyn modeli

  • duyguların açık şekilde ifade edilmediği ev ortamı

  • “erkek güçlü olur, belli etmez” anlayışı

  • çatışmanın konuşularak değil, sabredilerek geçeceği inancı

gibi temeller üzerine kuruludur.

Bu durum, bireylerde duygusal farkındalık eksikliği yaratır.
Duygular tanınmadığında ve sağlıklı ifade edilmediğinde öfke kontrolü zorlaşır.

4. Trafik, yoğunluk ve günlük yaşam stresörleri

Sivas trafiği, park sorunları, kalabalık saatler ve şehir içi düzensizlikler birçok kişide kısa süreli öfke patlamalarını tetikliyor.
Bu görünürde küçük gibi duran stres kaynakları aslında günlük öfke birikiminin önemli bir parçası.

5. İletişim becerilerinin zayıf olması

Sivas’ta çoğu kişi duygularını ifade etmeyi “zayıflık” veya “açık vermek” olarak görüyor.
Bu da ilişkilerde çatışmaları büyütüyor.


Öfke Sadece Bağırmak Değildir

Toplumda öfke denilince akla sadece bağırmak, sinirlenmek veya kavga etmek gelir.
Oysa öfkenin görünmeyen ama çok daha tehlikeli biçimleri vardır:

  • Sessiz küslük

  • Pasif-agresif davranışlar

  • İçine atma ve bir anda patlama

  • Alaycı veya küçümseyici tavırlar

  • İletişimi tamamen kesme

  • Kendine zarar verme düşünceleri

  • Nesnelere yönelen öfke

Bazı kişiler dışarıya öfkeli görünmez ama iç dünyalarında sürekli öfke biriktirirler.
Bu durum uzun vadede:

  • hipertansiyon

  • mide problemleri

  • uykusuzluk

  • depresyon

  • panik atağa benzer semptomlar

gibi ciddi sonuçlara yol açabilir.


Öfkenin Psikolojik Mekanizması: Neden Bu Kadar Hızlı Tetikleniyoruz?

Öfke kontrolü zorlandığında genellikle üç süreç devrededir:

1. Bilişsel çarpıtmalar

Kişi olayları olduğundan daha tehdit edici yorumlar.
Örneğin:
“Bana saygısızlık yaptı.”
“Beni küçük düşürmek istiyor.”
“Bu bana yapılır mı?”

Bu düşünceler, öfkenin otomatik olarak yükselmesine neden olur.

2. Duygusal belleğin tetiklenmesi

Beyin eski deneyimlere benzer bir durum gördüğünde alarm verir.
Öfke, bazen bugüne değil, geçmişte bastırılmış yaralara verilen tepkidir.

3. Fiziksel aktivasyon (Hızlı çarpıntı – kasılma – ısınma)

Beden “savaş ya da kaç” tepkisine geçer.
Kişi bu fizyolojik aktivasyonu kontrol etmeyi bilmediğinde öfkeyi yönetemez.


Sivas’ta Artan Öfke Kontrol Başvurularının Altında Ne Var?

Klinik gözlemlerim, başvuruların çoğunun şu temalar üzerinden geldiğini gösteriyor:

  • “İş yerinde kendimi çok çabuk kaybediyorum.”

  • “Eşimle iletişim kuramıyorum, ufak şeylere hemen patlıyorum.”

  • “Trafikte kendimi tutamıyorum.”

  • “Çocuklarıma bağırdığım için pişmanım.”

  • “İçimde bir gerginlik var, kolay kontrol edemiyorum.”

  • “Sanki hep öfkeliyim ama nedenini bilmiyorum.”

Bu yakınmalar, öfkenin bir davranış değil, duygusal regülasyon sorunu olduğunu açıkça gösteriyor.


Öfke Kontrolü Öğrenilebilir Bir Beceridir

Öfke kontrol sorunu, kişinin “kötü” ya da “agresif” olmasından kaynaklanmaz.
Doğru tekniklerle yönetilebilen tamamen öğrenilebilir bir beceridir.

Terapi süreçlerinde:

  • Duygusal farkındalık geliştirme

  • Düşünce kalıplarını yeniden yapılandırma

  • Tetikleyicileri tanıma

  • “Durma – nefes – değerlendirme” tekniği

  • Alternatif davranış planlama

  • İletişim becerilerini güçlendirme

  • Stresle baş etme yöntemleri

  • Öfkenin altında yatan duygularla çalışmak

en etkili müdahaleler arasında yer alır.

Kişi öfkeyi bastırarak değil, tanıyarak ve dönüştürerek kontrol edebilir.


Sonuç: Öfke Bir Problem Değil, İşaret Feneridir

Öfke, aslında insanın kendine söylediği bir cümledir:

“Bir şeyler yolunda değil.”

Evet, zarar verebilir.
Ama doğru yönlendirildiğinde ilişkinin, iletişimin ve kişisel gelişimin kapısını da açabilir.

Sivas’ta artan öfke kontrol başvuruları bir kriz göstergesi değil; insanların artık duygularını daha fazla saklamadan destek aramaya başladığının kanıtıdır.
Ve bu, çok değerli bir farkındalıktır.

Unutma: Öfkeyi yönetmek, onu bastırmak değil;
onu duymak, anlamak ve doğru kanala yönlendirmektir.

 

Unutma! Yalnız değilsin.

 

Uzm. Klinik Psikolog Ferkan Ayyıldız Psikoloji Merkezi

5.12.2025