Bir çocuk dersin başına oturur ama beş dakika sonra ayağa kalkar.
Ödev yaparken sürekli dalar, eşyalarını kaybeder, söylenenleri yarım duyar.
Yerinde duramaz, söz keser, sabırsızdır ya da tam tersi sessizdir ama zihni hep başka yerdedir.
Ebeveynlerin aklındaki soru genellikle aynıdır:
“Bu bir yaramazlık mı, yoksa dikkat eksikliği mi?”
Çocuklarda dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB), günümüzde en sık merak edilen ve en çok yanlış anlaşılan konulardan biridir. Bu yazıda, ebeveynlerin en sık sorduğu sorular üzerinden DEHB’yi klinik bir bakış açısıyla ele alacağız.
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu, çocuğun yaşına ve gelişim düzeyine göre beklenen dikkat, dürtü kontrolü ve hareket düzenleme becerilerinde belirgin zorlanma yaşamasıyla tanımlanan nörogelişimsel bir durumdur.
Bu durum üç ana alanda kendini gösterir:
Dikkat sorunları
Aşırı hareketlilik
Dürtüsellik
Her çocukta bu belirtiler zaman zaman görülebilir. Ancak DEHB’de bu davranışlar süreklidir, birden fazla ortamda görülür ve çocuğun akademik, sosyal ya da duygusal yaşamını belirgin biçimde etkiler.
Hayır.
Bu en sık yapılan yanlışlardan biridir.
Çocukların hareketli olması gelişimsel olarak doğaldır. Özellikle okul öncesi dönemde çocuklar enerjik, meraklı ve kıpır kıpır olabilir. Bu durum tek başına hiperaktivite anlamına gelmez.
DEHB’de fark yaratan noktalar şunlardır:
Davranışların yaşıtlarına göre belirgin şekilde fazla olması
Evde, okulda ve sosyal ortamlarda benzer biçimde görülmesi
Çocuğun kendini durdurmakta zorlanması
Uyarılara rağmen davranışın devam etmesi
Yani mesele çocuğun ne kadar hareketli olduğu değil, hareketini düzenleyip düzenleyemediğidir.
Hayır.
Dikkat eksikliği yalnızca ders başında ortaya çıkmaz.
DEHB olan bir çocuk:
Oyunda kuralları takip etmekte zorlanabilir
Dinlerken dalıp gidebilir
Talimatları yarım anlayabilir
Eşyalarını sık sık kaybedebilir
Günlük sorumluluklarını unutabilir
Bazı ebeveynler şu cümleyi sık kurar:
“Sevdiği şeyleri yaparken saatlerce odaklanabiliyor.”
Bu durum DEHB ile çelişmez.
Çünkü dikkat eksikliği, dikkat kuramamak değil; dikkati sürdürememek ve düzenleyememek anlamına gelir. İlgi çekici uyaranlarda çocuk hiperodaklanabilirken, yapılandırılmış görevlerde zorlanabilir.
Evet.
DEHB tek tip değildir. Klinik olarak üç alt tipten söz ederiz.
Bu çocuklar genellikle sessizdir, hayal dünyasında gibi görünür. Dersi dinliyormuş gibi yapar ama detayları kaçırır. Çoğu zaman fark edilmez ve “tembel” ya da “isteksiz” olarak etiketlenir.
Bu çocuklar yerinde duramaz, söz keser, sırasını bekleyemez. Kurallara uymakta zorlanır ve daha çok dikkat çeker.
Hem dikkat eksikliği hem hiperaktivite belirtileri birlikte görülür. En sık karşılaşılan tiptir.
Hayır.
DEHB bir zekâ problemi değildir.
DEHB olan çocuklar normal ya da normalin üzerinde zekâya sahip olabilir. Ancak dikkat, planlama ve dürtü kontrolü zorlandığı için potansiyelini ortaya koymakta güçlük yaşar.
Bu nedenle DEHB olan birçok çocuk için sık duyulan cümle şudur:
“Aslında çok zeki ama yapmıyor.”
Buradaki sorun yapmak istememek değil, yapabilmek için gerekli zihinsel düzenlemeyi sağlayamamaktır.
DEHB yalnızca çocuğu değil, tüm aileyi etkiler. Ebeveynler sıklıkla:
Sürekli uyarmaktan yorulur
Kendini yetersiz hisseder
Suçluluk yaşar
Öfkesini kontrol etmekte zorlanır
Çocuğun geleceğiyle ilgili yoğun kaygı duyar
Bazı ebeveynler çocuğun davranışlarını kişisel algılar.
Oysa DEHB, bilinçli bir karşı gelme ya da saygısızlık değildir.
Bu farkındalık, ebeveyn-çocuk ilişkisini dönüştüren en önemli adımdır.
DEHB tanısı tek bir testle ya da sadece öğretmen görüşüyle konmaz.
Klinik değerlendirme süreci şunları içerir:
Ayrıntılı ebeveyn görüşmesi
Çocuğun gelişim öyküsü
Öğretmen geri bildirimleri
Davranış gözlemleri
Dikkat ve yürütücü işlev testleri
Gerekirse zekâ ve öğrenme değerlendirmeleri
Bu bütüncül yaklaşım, çocuğun doğru anlaşılması için kritiktir.
DEHB tedavisi çocuğa özel planlanır.
En etkili yaklaşım çok yönlü olandır.
Psikoeğitim (ebeveyn ve çocuğun bilgilendirilmesi)
Davranışsal düzenleme çalışmaları
Dikkat geliştirme programları
Ebeveyn danışmanlığı
Okul ile iş birliği
Gerekli durumlarda psikiyatri desteği
Amaç çocuğu değiştirmek değil;
çocuğun güçlü yönlerini destekleyerek zorlandığı alanları düzenlemektir.
DEHB erken fark edildiğinde ve doğru şekilde desteklendiğinde çocuklar:
Akademik olarak gelişebilir
Sosyal ilişkiler kurabilir
Özgüven kazanabilir
Kendi potansiyelini ortaya koyabilir
Birçok başarılı yetişkin, çocukluk döneminde DEHB belirtileri yaşamıştır.
Fark yaratan şey, anlaşılmak ve desteklenmek olmuştur.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite, bir sorun etiketi değil;
çocuğun dünyayı algılama ve düzenleme biçimidir.
Çocuklar yaramaz oldukları için değil, zorlandıkları için bazı davranışları gösterir.
Onları susturmak değil, duymak gerekir.
Doğru destekle her çocuk kendi yolunu bulabilir.
Unutma! Yalnız değilsin.
Uzm. Klinik Psikolog Ferkan Ayyıldız Psikoloji Merkezi